Ayak Bileği Bağ Yaralanmaları

Genel olarak ayak bileği yaralanmaları, spor sırasında görülen en sık yaralanmalar olarak bilinir. Bunların içinde bağ yaralanmaları ise en sık görülen ayak bileği yaralanmaları olarak değerlendirilir. Ayak bileğini dış tarafta ve iç tarafta yerinde tutan kompleks bir bağ doku sistemi bulunmaktadır. Ayak bileğinin içe ya da dışa doğru burkulmaları bu bağların kopmalarına, yırtılmalarına neden olabilir. Bir çok sporcunun spor yaşamı boyunca en az bir kez ciddi bir ayak bileği burkulması geçirdiği istatistiklerde görülmektedir. Tüm yaşamımız boyunca bizi taşıyan ayak bileği ekleminin bağ yaralanmalarına, özenli ve dikkatli tedavi yapmak gerekmektedir. Uygun şekilde tedavi edilmeyen ayak bileği bağ yaralanmaları kalıcı gevşeklik, sürekli ayak bileği ağrısı, sıkışma sendromları gibi hem spor yaşamımıza hem de günlük yaşamımıza negatif etkileri olan kalıcı sorunlar bırakabilir. Ayak bileği bağ yaralanmalarının yüzde seksen-seksen beşi ameliyatsız yöntemlerle iyi bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu yöntemler belirli süre bileklik, buz, bandaj arkasından belli egzersiz programlarının uygulanması şeklinde özetlenebilir. Ameliyatsız tedavinin başarısız olduğu durumlarda en sık sebep, ayak bileğinde gevşeklik ve sıkışma sendromlarıdır. Ayak bileği bağ yaralanmaları uygun şekilde tedavi edilmediğinde sporcu, sportif performansını düşürerek oyuna devam edebilir ya da sık burkulmalar yaşayabilir. Bu durum ve ayak bileğinde gevşeklik, ileride ayak bileği artrozu denen kalıcı kıkırdak hasarının oluşmasına neden olabilir. Ayak bileği gevşeklikleri ve sıkışma sendromları başka başlıklar altında aktarılacaktır. 

Ayak Bileğinde Kıkırdak Sorunları

Ayak bileği ekleminde tüm yaşamımız boyunca bizi taşıyan ana taşıyıcı kemik olan talus kemiğinin kıkırdak sorunları sık görülen ayak bileği problemlerinden biridir. Genellikle geçmişte yaşanan bir burkulma sonrası kıkırdakta küçük bir ayrışma ya da çatlağın ardından, eklem sıvısının kıkırdağın altındaki kemik dokuya girmesiyle ayak bileği kıkırdaklarında ve altındaki kemikte nekroz, kemik ölümü ve kistler meydana gelerek ayak bileği kıkırdak sorunlarını oluşturur. Ağrı, yürüme güçlüğü, fonksiyon kaybı, sportif performans kaybı gibi bulgular yaratan ayak bileği kıkırdak problemleri, doğru zamanlama ile tedavi edilmediğinde gittikçe büyüyerek, tüm ayak bileği kıkırdaklarının etkilenmesine ve ayak bileği kireçlenmelerine, yani kalıcı sakatlıklara neden olabilir. Talus kemiğinin kıkırdak sorunları evre evre değerlendirilmektedir. Başlangıç evrelerinde ameliyatsız tedavi yöntemlerinin faydalı olma olasılığı bulunmaktayken, biraz ileri evrelerde sadece ameliyat ile tedavi edilebilir durumdadır. Ayak bileği kıkırdak problemlerinin bir çoğunda tamamen kapalı yöntemlerle başarılı tedavi sonuçları elde edebilmekteyiz. Çok fazla büyümüş ve kist haline gelmiş ayak bileği kıkırdak sorunlarında ise aynı başarıyı elde etmek için açık cerrahi yöntemler kullanmaktayız.

Ayak Bileğinin Sıkışma Sendromları

Aslında sporcularda ve genel popülasyonda en sık ayak bileği ağrısı sebeplerinden olsa da, hem hekimler, hem de hastalar arasında daha az bilinebilen bir durumdur. Ayak bileğinde kemiklerin arasında sıkışmaya neden olan bazı dokuların ortaya çıkmasıyla yakınmalar başlar.Bu dokular genellikle yırtılan bağ uçlarının lif life ve uç uca iyileşmemesinden kaynaklanır. Açıkta kalan uçlardan oluşa gelen iyileşme-nedbe dokuları, ayak bileği eklemi içinde kitlesel hale gelerek bu küçük eklemdeki kemiklerin arasında sıkışmalara ve ciddi ağrılara neden olur. Bazen de travmaya ya da başka problemlere reaksiyon olarak eklem zarında büyümeler ve doku artışları meydana gelebilir. Sinovit dediğimiz bu durum, yine ayak bileği eklemi içerisinde yumuşak doku sıkışmalarına neden olarak ciddi bir ağrı ve fonksiyon kaybına neden olabilmektedir. Genel olarak yumuşak doku ya da kemiksel sıkışma diye adlandırdığımız ayak bileği sıkışma sendromları tedavisi artroskopik yani kapalı ameliyat yöntemleri ile yapılır. Bu tedavilerde iki adet küçük kanül ile ekleme girilir. Bu eklemde anormal dokular görülür, temizlenir, tıraşlanır ve çıkarılır. Hastaların büyük bir çoğunda hemen ameliyatın ertesi gününden başlayarak, dramatik bir iyileşme elde edilir.

Ayak Bileği İnstabiliteleri-Gevşeklikleri

Ayak bileği burkulmaları sonrasında yırtılan ya da kopan bağlar uygun şekilde tedavi edilmediği durumlarda, bağlar gevşek olarak iyileşebilir ya da hiç iyileşme göstermeyebilir. Böyle bir durumda ayak bileği instabilitesi yani gevşekliği dediğimiz bir rahatsızlık ortaya çıkar. Bu rahatsızlıkta sık tekrarlayan ayak bileği burkulmaları, güvensizlik hissi ve ağrı gibi bulgular söz konusudur. Bağların gevşekliği ya da yokluğundan dolayı karşılaşılan sık burkulmalar, orta ve uzun vadede ayak bileğinde ciddi kıkırdak hasarları, artroz (kireçlenme) diye bildiğimiz tabloyu oluşturarak ayak bileğinin kalıcı sakatlıklarına neden olabilir. Ayak bileği instabilitelerinin bir başka riski ise gevşeklikten dolayı sportif performans ya da ciddi bir aktivite sırasında, büyük bir burkulmanın meydana gelebilmesi ve daha ciddi, yani kırıklar çıkıklar gibi daha ciddi yaralanmalara hastayı yatkın hale getirebilmesidir. Ayak bileği instabiliteleri – gevşekliklerinin tedavasine ameliyatsız yöntemlerle başlanmalıdır. Güçlendirme, germe ve bir takım özel egzersiz programları ile sonuç alınabilen olgularda cerrahi tedaviye gerek kalmayabilir. Ancak yeterli yanıt alınamayan durumlarda kapalı ya da açık ameliyat yöntemleri uygulanarak ayak bileği gevşeklikleri ortadan kaldırılabilir.

Menisküs Yırtıkları

Menisküsler halka şeklinde, kulak kıkırdağına benzer kıvamında, her bir dizde iç ve dış olmak üzere ikişer adet bulunan önemli yapılardır. Bu yapıların temel görevi gelen yükleri emerek kıkırdakları korumak yani şok absorbisyon ya da bir amortisör gibi süspansiyon görevi görmektir. Sağlıklı bir menisküsün kıkırdaklara temas eden yüzeyleri cam gibi pürüssüzdür, ancak yırtıldığında açığa çıkan iç doku oldukça pütürlü, bir zımpara kağıdı ya da törpü gibi bir yüzeydir. İşte bu pürüzlü yüzey, her yüklenmede ya da her adımda kıkırdak dokuda hasar bırakır. Belli sayıda kıkırdak hücresinin ölmesine neden olur. Ölen kıkırdak hücrelerinin yerine yenisi yapılamamaktadır, bu nedenle kıkırdak hasarı-kıkırdak ölümleri belli bir eşiği aştığında artık geri dönüşü olmayan kireçlenme ya da sıvı eksilmesi diye bildiğimiz tablolar ortaya çıkar. Bir günde kaç adım attığınızı düşünün on günde, bir ayda, bir yılda kaç adım attığınızı düşünün… işte her adımda, her yüklenmede yırtık menisküs kıkırdağınızda geri dönüşü olmayan hasar bırakır ve belli bir eşik seviyeden sonra artık bu hasar bilinen tıbbı yöntemlerle tedavi edilemez duruma gelebilir. O nedenle menisküs yırtıklarına dikkat etmek ve mutlaka tedavilerini gerçekleştirmek gerekir. 

Menisküsler halka şeklinde, kulak kıkırdağına benzer kıvamında, her bir dizde iç ve dış olmak üzere ikişer adet bulunan önemli yapılardır. Bu yapıların temel görevi gelen yükleri emerek kıkırdakları korumak yani şok absorbisyon ya da bir amortisör gibi süspansiyon görevi görmektir. Sağlıklı bir menisküsün kıkırdaklara temas eden yüzeyleri cam gibi pürüssüzdür, ancak yırtıldığında açığa çıkan iç doku oldukça pütürlü, bir zımpara kağıdı ya da törpü gibi bir yüzeydir. İşte bu pürüzlü yüzey, her yüklenmede ya da her adımda kıkırdak dokuda hasar bırakır. Belli sayıda kıkırdak hücresinin ölmesine neden olur. Ölen kıkırdak hücrelerinin yerine yenisi yapılamamaktadır, bu nedenle kıkırdak hasarı-kıkırdak ölümleri belli bir eşiği aştığında artık geri dönüşü olmayan kireçlenme ya da sıvı eksilmesi diye bildiğimiz tablolar ortaya çıkar. Bir günde kaç adım attığınızı düşünün on günde, bir ayda, bir yılda kaç adım attığınızı düşünün… işte her adımda, her yüklenmede yırtık menisküs kıkırdağınızda geri dönüşü olmayan hasar bırakır ve belli bir eşik seviyeden sonra artık bu hasar bilinen tıbbı yöntemlerle tedavi edilemez duruma gelebilir. O nedenle menisküs yırtıklarına dikkat etmek ve mutlaka tedavilerini gerçekleştirmek gerekir.

Ön Çapraz Bağ Yırtıkları

Ön çapraz bağ, diz ekleminin en önemli bağlarından bir tanesidir. Temel görevi dizden aşağısının öne kaymasını ve dönmeleri engellemektir. Aşağı yukarı 1 cm kalınlığında ve 2,5 cm uzunluğunda olan bu küçük bağa ait yaralanmalar, diz yaralanmaları içerisinde en sık görülen ve en ciddi sonuçları olanlardandır. Sadece profesyonel sporcular değil, hafta sonu halı sahada futbol oynayan ya da amatör bir şekilde spor yapan birçok insanda görülebilir. Bu bağ, yaralandıktan sonra kendi kendisine iyileşme potansiyeli bulunmamaktadır. Yırtılan ya da kopan uçlar atrofiye uğrarlar ve diz eklemi tamamen ön çapraz bağsız bir diz haline dönüşür. Bu durum ise, diz ekleminini savunmasız ve korumasız bırakarak, belli durumlarda daha büyük yaralanmalar yaşamasına neden olabilir.

Bu yaralanmaların temel tedavi şekli ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu dediğimiz ameliyatlardır. Ancak her ön çapraz bağ yırtığı yaşayan hastanın ameliyat olması gerekmemektedir. Belli bir hasta kesimi çapraz bağı yırtık olsa da yaşamının sonuna kadar ciddi bir sorun yaşamadan aktivitesine devam edebilmektedir. Önemli olan kimde tedavi gerekliliği bulunduğunu yani hangi hastanın tedavi edilmesi gerektiğine karar vermektir.

Ön çapraz bağ yırtıklarını ameliyat etmenin iki önemli gerekçesi vardır. Bunlardan bir tanesi çapraz bağı sağlam dize yandan bakıldığında, her adımda diz ekleminde 2-3 ml lik öne arkaya kayma hareketi olur.. Ancak eğer çapraz bağınız yırtıksa bu hareket miktarı 5-10 ml e kadar çıkabilir. Bu da dizde boşalmalara, dönü dönüverme epizotlarına neden olur. İşte diz ekleminde bu fazladan hareket bir süre sonra eklemde artroza, kireçlenmelere ve yıpranmalara neden olmaktadır. Eğer genç bir yaştaysanız ya da aktif bir yaşamınız varsa, haraketliyseniz ön çapraz bağ ameliyatı olarak çapraz bağınızın tedavi edilmesini öneriyoruz. Tedavi için ikinci önemli gerekçe ise ani durmalı sporlarla ilgilenmek ya da ağır bir işinizin olmasıdır. Eğer futbol, voleybol, basketbol kayak gibi ani durmanın yani aniden durmanızı gerektiren sporlarla ilgileniyorsanız, hareketli, aktif ve ağır bir işiniz varsa, yaşınız kaç olursa olsun, mutlaka ön çapraz bağ yırtığınızın tedavi edilmesi gerekir. Eğer bu tedavi yapılmazsa ön çapraz bağı bulunmayan bir dizle, basit bir darbe ile ciddi diz yaralanmaları: menüsküs yırtıkları, kıkırdak hasarları, kırıklar, çıkıklar yaşama olasılığınız bulunmaktadır. Bu durumlar sadece spor ya da iş yaşamınızı değil normal yaşamınızı da etkileyebilecek yaralanmalara ve sakatlanmalara neden olabilecektir. İşte bu nedenle bu sporlarla ilgilenen ya da belirli meslek gruplarında olanlara, yaşı kaç olursa olsun ön çapraz bağ yırtıklarının tedavi edilmesini şiddetle öneriyoruz.